İnsanlarla,iyi insanlarla karşılaşınca ne kadar da iyilikten uzak olduğumu anlıyorum. İnsanlar;iyilik yapıyor, iyilik istiyor ve mutlu oluyorlar. Ne kadar da uzağım ben samimiyet ve sâfiyane yapılanlara. Attığım hangi adımı sâfiyane duygular ile atabildim ki,bir hinlik olmadan hangi iyiliği yapabildim ki sâfiyane bir şekilde. O kadar uzağım ki iyiliğe,iyi olmayı isteyemiyorum bile. Hased olarak değil, gerçekten de iyiliğe rastladığında kötü oluyor ve utanıyorum,kendimi iyi telakki ettiğim anlar olduğundan ötürü. Gerçek iyiliğe denk gelmek,iyi birine denk gelmek; benim tosladığım duvardı. Kendi başıma kurduğum sözde iyiliğimin çeperlerini parçalayan hakikatti o. Gecenin karanlığında yol alan ben, iyiliğin ışığı ile kendime geliyor ve karanlığımı farkediyorum. Niçin iyi değilim sorusunu kendime soramayacak denli bir mahcubiyet. Çekilip gitsem, dünya daha güzel bir yer olacak gibi. Çekilsem , kimseye değmeden,kimseyi üzmeden.